Semra Özümerzifon – Abdülkadir Günyaz

Bu isim bir hayli uzun zamandır kalmış belleğimde, doğal ki bende bıraktığı olumlu izlenimden ötürü. O uzun yıllar içinde yurt dışında imiş, dört yıl boyunca Cenevre Güzel Sanatlar Akademisi’nde öğrencilik de dahil… Ve geçen mevsim ortalarında bir karma sergide ismini, belki birazcık da resmini görür görmez hatırlayıverdim yeniden. Sonra bir kişisel sergisiyle de karşılaştım Art Club’de. Üstelik bir iki paragrafla da değindim rh+artmagazine’de. Zira o sıradanlaştırılan “sema” olayını hiç rastlamadığımız denli, hatta figürün çok ötesinde bir anlayışla, sanki soyutun sonsuz zenginliğiyle sergilercesine sunuyordu. İşte şu satırlar o yazıdan: “… Semazenler adını vermiş ve nice çok işlenen bu konu önce bir müddet tereddüte düşürüyor beni. Fakat anlatımındaki soyut yalınlık onu diğerlerinden tabii çok daha üstün bir düzeye yükseltiyor. Aynı şekilde renklerindeki aşırı kaçmayan ve benzer yalınlığı taşıyan sergileniş de…”

Evet Semra Özümerzifon kısaca bu ve şimdi yeni bir sergisindeyiz. Ve bu defa bizlere yeni bir konsept sunuyor, yine çok farklı bir anlatımla ve yalnızca yağlıboya ve akrilikle değil eski balık ağlarının doğal formları ve renkleri beraberliğinde, yanı sıra ışığın herhangi bir şekilde katkısıyla kazandır- dığı özgün kimlikle. Diğer yandan kompozisyonunu söz konusu bile etmiyorum zira öylesine doğal ki… Görüleceği gibi sanatçımız denize dair bir dolu anlatım sunuyor o malzemesiyle, ama ucuz çağrışımlara kaçmadan ve o malzemesine daha bir başka kimlik kazandırarak.

Sanatçı Semra Özümerzifon için şunları da önemle belirtmeliyim ki öncelikle sanatı amaçlayanlardandır o; zira kolayı, hoşa gideni yapmaktan elbette ki kaçınmaktadır ve her yeni sergiyi yeni bir konsepte bağlamakta, sanatı kuşku yok ki tümüyle ciddiye almaktadır.

Dolayısıyla beni de asıl cezbeden belki de öncelikle bu yönü olmaktadır.

Abdülkadir Günyaz

<< Önceki Sayfa    Sonraki Sayfa >>

.