Cer yapım atölyesinden kültür sanat merkezine dönüştürülen CerModern, plastik sanatlardan edebiyata, sinema eserlerinin yazım ve yapım atölyelerinden gösterimlerine, fotoğraf ve resim sergilerinden konserlere kadar dünyanın en önemli sanatçılarını ve pahalı sanat eserlerini Türkiye’de misafir ediyor.

2010 yılında hem Türkiye’deki hem de başkent Ankara’daki önemli bir eksikliği gidermek amacıyla yola çıkan CerModern, kuruluşundan bu yana 300 binden fazla sanatseveri modern sanatın farklı örnekleriyle buluşturdu.

CerModern Yönetim Kurulu Başkanı Helün Fırat, AA muhabirine yaptığı açıklamada, CerModern’in bugün sadece Ankaralıların değil çevre illerden de sanat meraklılarının ilgisiyle karşılaştığını ve çok sayıda ziyaretçiye kapılarını açtığını söyledi.

Halkla buluştuğu kısa süreye rağmen dünyanın en önemli eserlerini ve sanatçılarını konuk ettiklerini anlatan Fırat, “Van Gogh Alive, kapılarını İstanbul’dan sonra başkentte açtı. Sergide ziyaretçilere, dahi ressamın fırtınalı hayatını kronolojik olarak göstermek için güçlü bir klasik müzik kullandık. Ahmet Güneştekin’in, Semra Özümerzifon’un, M. C. Escher ve Çağdaşları’nın, Salvador Dali’nin, Mehmet Turgut’un eserlerinin yanı sıra Ankara Tasarım Günlerini ve çeşitli festivalleri gerçekleştirdik” diye konuştu.

-Milyon dolarlık eserlere 24 saat koruma

CerModern’in kuruluş aşamasında dünyanın farklı ülkelerine gidip araştırma yaptıklarını belirten Fırat, “Burası gerçekten bir sanat merkezi olsun istedik. Bunu yaparken lokomotifimiz plastik sanatlar oldu. CerModern 3 bin 500 metre kare tek parça sergi salonuyla Avrupa’nın da en büyük sergi alanlarından bir tanesi ama bunu yaparken çalışmamızı destekleyecek sinema, tiyatro, konserler ve festivaller gibi diğer dallara da yöneldik” dedi.

Sergilenen eserlerin çok pahalı ve kymetli olması nedeniyle sergi alanlarının ısı ve nemini kontrol altında tuttuklarını vurgulayan Fırat, gün içinde özel güvenlik görevlilerinin de eserleri koruduğunu söyledi.

Fırat, Bank of America’nın kadın fotoğraf sanatçılarının eserlerinden derlediği “Eye Wonder: Bank of America Koleksiyonunda Kadın Fotoğraf Sanatçıları” sergisi ve Edvard Munch ile onun izinden giden Andy Warhol’un eserlerinin görücüye çıktığı sergiler için ise özel bir güvenlik önlemi aldıklarını dile getirdi.

Bu iki sergide yer alan fotoğraf ve resimlerin maddi değerlerinin yüz milyonlarca lirayla ifade edildiğini kaydeden Fırat, bu eserler için Ankara Emniyet Müdürlüğünden destek aldıklarını ve saat 24.00-08.00 arasında güvenlik güçlerinin bahçede nöbet  tuttuklarını sözlerine ekledi.

-“Eye Wonder: Bank of America Koleksiyonunda Kadın Fotoğraf Sanatçıları”

CerModern, dünyanın en zengin kurumsal sanat koleksiyonlarından birine sahip olan Bank of America’nın kadın fotoğraf sanatçılarının eserlerinden derlediği “Eye Wonder” sergisini sanat tutkunlarının beğenisine sunuyor.

Gerek Amerika gerekse uluslararası alanda sanatsal ifade çeşitliliğini yansıtan en önemli ,В  kurumsal sanat koleksiyonlarından biri olarak tanımlanan Bank of America Koleksiyonundan tematik olarak derlenmiş olan Eye Wonder sergisi, 1865’ten 2004’e kadar bu alanın öncülerinden olan Julia Margaret Cameron ve Gertrude Kasebier gibi isimlerden Berenice Abbott, Margaret Bourke-White ve Ilse Bing gibi modernist ustalara ve Rineke Dijkstra, Dodo Jin Ming, Cindy Sherman ve Hellen van Meene gibi çağdaş yenilikçilere yer veriyor.

20 Ocak’a kadar gezilip görülebilecek sergide, 52 kadın fotoğrafçının 70’den fazla eseri yer alıyor. Peyzaj, kentsel yaşam, portre ve natürmort gibi temalar içeren sergideki eserler arasında bugüne kadar eserleri en yüksek değerlere alıcı bulan sanatçılardan birisi olan Cindy Sherman’ın da bir fotoğrafı bulunuyor.

-“Çığlık”ın ustasından eserler ilk kez Türkiye’de

Mona Lisa’dan sonra dünyada en çok bilinen tablo olarak kabul edilen “Çığlık”ın Norveçli dışavurumcu ressamı Edvard Munch ve onun izinden giden Andy Warhol, Norveç Büyükelçiliğinin desteğiyle Ankara’da görücüye çıkıyor.

Türkiye’de ilk kez başkente misafir olan Munch’ün 150. doğum yılı anısına açılan sergi, New York’taki Andy Warhol Müzesi ve Oslo’daki Munch Müzesi’nde muhafaza edilen özel koleksiyonlardan derlenmiş, şimdiye kadar çok az gösterilmiş eserlerden oluşuyor.

Sergi, bu sıradışı iklinin, varoluşçu-ekspresyonist Edvard Munch ve sakin ve bağımsız Andy Warhol’un belirgin benzerliklerini ortaya çıkarmak amacıyla yine onlar gibi ve onları anlayabilecek sıradışı iki küratör Patricia Berman ve Pari Stave tarafından derlendi.

27 seçkiden oluşan sergide, Munch’ün yüzyılın başlarında ürettiği dört taşbaskı serisi olan Çığlık

, Broş, Madonna, Eva Mudocci ve İskelet Kol adlı dört motifinin baskılarının yakından incelenmesi ve 1984 yılında Warhol tarafından çok özel tekniklerle üretilen pano baskı serilerinin yeniden formülasyonu sunuluyor. Sadece Ankara’da sergilenecek eserler 5 Ocak’a kadar görülebilecek.

-Ankara’da sinema yapılır mı?

CerModern’in, “Şimdi Değilse Ne Zaman?” sloganıyla geçtiğimiz günlerde duyurusunu yaptığı “CerModern Sinema Atölyeleri” programıyla bu soruya yanıt arıyor. 16 Kasım’da başlayan ve 9 Şubat’a kadar sürecek olan atölyeler Ankara Film Evi’nin yürütücülüğünde gerçekleştiriliyor. Danışman eğitmenler arasında ise Nebil Özgentürk, Can Dündar, Derviş Zaim, Pınar Bulut, Nilgün Öneş, Mustafa Preşeva, Thomas Balkenhol, Mehmet Açar ve daha birçok önemli isme yer veren atölyelerde sinema tutkunlarını sektörün üstatlarıyla buluşturuyor.

Atölye kapsamında verilen “Film Yapım ve Yönetim”, ”Kamera Önü Oyunculuğu”, “Film Senaryosu Yazarlığı”, “Televizyon Dizisi Yazarlığı”, “Belgesel Film Yapım ve Yönetimi”, “Kurgu” ve “Film Analizi ve Sinema Eleştirmenliği” dersleriyle Ankara’daki sinema potansiyelini daha da pekiştirmek ve desteklemek amaçlanıyor.

Muhabir: Şenay Ünal
Yayınlayan: Şükran Yücel