Bir Arınma Sürecinin Devinimleri – Sezer Tansuğ

Figürün ritmik bir devinim serüveni olarak algılandığı tuvalleriyle Semra Özümerzifon, bir sanatçının duyuş katmanları ile resimsel kompozisyonun oluşum mantığı arasındaki zorunlu ilişkilere, kendi biçim kavrayışı doğrultusunda etkin hedefler gösterebiliyor. Biçim ve hareketin karşılıklı olarak birbirlerini belirleyen dinamik işlevleriyle resmin omurgasını oluşturan diğer tüm göstergeler, ifadenin temellendiği bedensel ve ruhsal titreşimlerin sinir uçlarını yüzeyin her yanına ulaştırıyor.

Semra Özümerzifon, mistik bir arınmanın sanatçı yaşantısında daima önemli bir yer tutabilen simgelerini, mevlevi dervişlerinin sürekli dönüş tempoları ile müzikal çağrışımların her türlüsüne açık tutulan kompozisyonlarına başarı ile malediyor. Devinim tempolarının resimsel mekan ölçütlerine yansıyan belirtileri ise, genelde karşıt yönelişlerle derinlik ve yüzey ilişkilerine aktarılan farklı ifade boyutlarına dönüştürüyorlar. Sanatçı duyarlılığı bazen reel devinim standartlarından öylesine farklı bir hız kategorisine erişiyor ki, ifade süreci figüratif biçimlere yöneltilmiş zıt bakış açıları ile mistik düalitelerin bile ima edildiği bir içerik zenginliğine kavuşuyor. Hem karşıdan, hem de yukardan kuşbakışı görüş açılarıyla temsil olunan aşkınlık hedeflerinin, Mevlevi kompozisyonlarına uygulanması da bu açıdan özel bir anlam kazanıyor.

Semra Özümerzifon, ülkemiz ressamları arasında yaygın bir eğilim ve ilgi alanı oluşturan ifadeci akımlara bağlı yansımaları, yerel temalar ve reel gözlem verilerinin yanısıra belirli bir denetim iradesi ile duygusal sarkmalardan korumaya çalışıyor. Kompozisyonlara diri bir görünüm kazandıran bu yaklaşım, ülkemiz resim sanatçılarında güçlü izleri farkedilen inşacı nitelikte bazı üslup kriterlerinde de temelleniyor. Daha çok kuzey avrupa ülkelerinin sanat gelenekleriyle bağlantılı görünen bu ifade ve inşa uzlaşımı, Semra Özümerzifon’un diğer bazı tuvallerinde figür çehresini trajik bir mask olarak belirleyen farklı nitelikte bir üsluplandırma çabası ile de çakışıyor.

Figür sorununa karşı duyarlı bir ressamın, deformasyon ilkelerini kendi yaşantısının zahmetlerinden çıkarması, sanatçı içtenliğinin bir sonucu olarak gösterilebilir. Bu bağlamda Semra Özümerzifon’un resimleri taşıdıkları ipuçları ile dramatik yaşantı süreçlerinin bazı izdüşümlerini taşıyor olmalıdırlar. Bu sorun şüphesiz ipuçlarının deşifre edilmesiyle bağlantılıdır, fakat insacı bir yaklaşımın akılcılığı bu “izdüşümler” çerçevesi içinde de geçerlidir. Ruhsal ve fiziksel boşalımlarla form ve ifade gevşemelerine fırsat verilmemiş olması da bu akılcı çerçevenin bir kanıtı olarak gösterilebiliyor.

Semra Özümerzifon’un resimlerini açık bir gelişim sürekliliği içinde buluyor ve gittikçe olgunlaşan bir kompozisyon duyarlılığının, figuratif temalar üzerindeki etkin işlevine tanık oluyoruz. Sanatçının temalarıyla kompozisyonları arasında kurabileceği yeni dengelerle ifadenin daha yalın, daha çarpıcı boyutlarına da erişebileceğini düşünüyoruz.

Sezer Tansuğ – 1996

<< Önceki Sayfa    Sonraki Sayfa >>

.